İşçi ve işveren iş hayatında rol oynayan iki önemli aktör niteliğindedir. Bu iki aktörün de zaman zaman karşılıklı çekişmeye yol açan bazı hakları vardır. Kıdem tazminatı, İş Hukukuna 1936 yılında, 3008 sayılı İş Kanunu ile dahil olmuştur. Zaman içerisinde İş Hukuku’nda meydana gelen değişiklerle de işçi açısından önemi giderek artan bir hak, işveren açısından ise yükü giderek artan bir maliyet halini almıştır.
Kıdem tazminatı, yasada vurgulanan asgari çalışma süresini doldurarak işçinin iş sözleşmesinin sona ermesinin ardından işveren tarafından işçiye ödenen paradır. Dolayısıyla kıdem tazminatı işçiler için tanınmış bir haktır. Başka bir ifadeyle kıdem tazminatı, işçilerin yıpranmasının bir karşılığıdır.
Kıdem tazminatından; İş Kanunu’nun 1.maddesinin ikinci fıkrasında sayılan kişilerle birlikte Deniz İş Kanununa göre işçi sayılan gemi adamları, Basın İş Kanununa göre işçi tanımının dışında kalan fikir ve sanat işlerinde ücret karşılığı çalışan gazeteciler ve İş Kanunu kapsamı dışında kalan Borçlar Kanununa tabi işçilerden, “50’den az (50 dahil) işçi çalıştıran tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde ve işletmelerde çalışan işçiler de hizmet akdi veya toplu iş sözleşmelerinde hüküm bulunması” koşuluyla yararlanabilmektedir.
İşçi Kanunu 14/9’a göre kıdem tazminatı işçinin son ücreti üzerinden hesaplanmaktadır. Buradaki ücret net ücret olmayıp brüt ücret içerir. Bu ücret gerçek ücreti yansıtmak durumundadır. Kıdem tazminatının hesabında temel alınacak ücret, geniş anlamda ücrettir.
Kıdem tazminatı işçinin son ücreti üzerinden hesaplanmakla birlikte; son bir yıl içinde işçinin ücretine zam yapıldığı durumda; kıdem tazminatı hesabına esas alınan ücret, işçinin işten ayrılma tarihiyle zammın yapıldığı tarih arasında alınan ücretin aynı süre içinde çalışılan günlere bölünmesi suretiyle hesaplanır.
Çalışanın kıdem tazminatı hesabına esas son ücreti asgari ücretten az ise asgari ücret dikkate alınır. Parça başı, akort, götürü veya yüzde usulü gibi sabit olmayan ücret üzerinden ödeme yapılıyor ise son bir yıllık toplam ücretin o süre içinde çalışılan günlere bölünmesi ile bulunacak ortalama ücret üzerinden tazminat hesaplanır. İş kanununun 14 üncü maddesinde otuz günlük sürenin bireysel veya toplu iş sözleşmeleri ile artırılabileceği hüküm altına alınmıştır. Buna göre sözleşme gereği çalışana örneğin bir yıllık kıdem karşılığı 50 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenebilecektir. Günlük ücretin sabit olmadığı ödeme biçimlerinde son bir yıllık ödenen tutarın o sürede çalışılan günlere bölünmesi sonucu bulunan ortalama ücret üzerinden ödenir. Kıdem yılı 365 gün üzerinden hesaplanmalıdır.
İşçi ücretini zamana bağlı yani günlük, haftalık, aylık olarak ya da saate göre alıyorsa;
KAYNAKLAR
Anadolu, F. Kerim. “Kıdem Tazminatının Koşulları ve İşçi Kıdeminin Hesaplanması”. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. S.10. (2003): 239-264.
Limon, Resul. “Türkiye’de Kıdem Tazminatının Tarihi Gelişimi ve Kıdem Tazminatı Fonu”. İş ve Hayat. C.1. S.1 (2015): 147-170.